Türk Lirası’na geçiş zamanı geldi

Birol BOZKURT

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, İstanbul Sanayi Odası Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’na katıldı. Piyasalardaki gelişmeleri değerlendiren Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, fiyat istikrarı ve finansal istikrarın sağlanmasının sürdürülebilir büyüme için önemli olduğunu ifade etti. Sürdürülebilir ve kaliteli bir büyümenin önündeki en büyük riskin varlık fiyatlarındaki oynaklık olduğunu aktaran Erkan, “Önceliğin dezenflasyon olması son derece önemlidir.

Enflasyonla mücadelenin ilk koşulu, ortak algı ve farkındalıktır” dedi. Erkan sözlerine şöyle devam etti; “Reeskont kredilerinin yüzde 75’inin firmalara ilave teminat maliyeti oluşturmadan verilmesini hedefliyoruz. Bu konuda önemli mesafe kaydedildi. Güçlendirilmiş YTAK ile cari dengeye katkı verecek, dolaylı etkileri kur ve fiyat istikrarında hissedilecek alanlarda üretim kapasitesinin artışını hedefliyoruz.”

“Piyasalarda öngörülebilirlik artıyor”

Türk lirasına geçiş zamanının geldiğini söyleyen Erkan, “Bunun en doğrudan yansımalarını mevduat gelişmelerinde görüyoruz. Türk lirası tasarruf araçlarına ve özellikle vadeli mevduata olan talep artmıştır. 17 Kasım itibarıyla sadece 12 hafta içerisinde, Türk lirası mevduat 1,7 trilyon Türk lirası artarken, kur korumalı mevduat 601 milyar Türk lirası ve döviz cinsi mevduat da yaklaşık 3 milyar dolar gerilemiştir.” bilgisini verdi.

Türk lirasına geçişi kuvvetlendiren sadeleştirme adımlarının, milli para ile tasarrufu özendirerek para politikasının etkinliğini artırdığına işaret eden Erkan, Türk lirası mevduat güçlenirken ve kur korumalı ile döviz cinsi mevduatın gerilediğini, rezervlerin de çok güçlü bir artış eğiliminde olduğunu dile getirdi.

“CDS’ler 339 puana kadar düştü”

Mayıs ayında 700 baz puan seviyesinde olan 5 yıllık CDS priminin 339 puana kadar gerilediğinin altını çizen Merkez Bankası Başkanı Erkan, “Türkiye’ye olan yatırımcı güveni finansman koşullarında belirgin bir iyileşmeye yol açmakta, bu da döviz kurundaki istikrara önemli bir katkı sunmaktadır. Beklentilerin iyileşmesi sürecinin bir parçası olarak, döviz kuru oynaklığında kayda değer bir düşüş gözlenmekte. Bir ay vadeli dolar/Türk lirası opsiyonların ima ettiği oynaklık, mayıs ayında kaydedilen yüzde 60 civarından, keskin bir düşüşle yüzde 10 seviyesinin altına gerilemiştir” ifadelerini kullandı.

Gerek parasal sıkılaştırma gerek sadeleştirme adımları sayesinde getiri eğrisinin normalleştiğini ve sabit getirili Türk lirası varlıklara olan iç ve dış ilginin önemli ölçüde arttığını bildiren Erkan, “Türk lirasına geçiş zamanının geldiğine uluslararası yatırımcıların da inanmaya başladığını rapor, beklenti, ilgi ve girişler üzerinden izlemekteyiz” ifadelerini kullandı.

“Enflasyonda iyileşme başladı”

Öngörülebilir enflasyon patikasının toplumun geneli ve fiyat koyucular tarafından kabul ve itibar görmesinin önemli olduğunu vurgulayan Erkan, “Düşük enflasyon, tek başına fiyat istikrarından çok daha geniş anlamda bir istikrara tekabül ediyor ve artık bu istikrardan taviz verme lüksü kalmamıştır. Enflasyon patikası gösterge olarak kabul görmediği oranda dezenflasyonun maliyeti artacak.

Enflasyonun, patika yakınında gerçekleşmesi amacından taviz verilmeyecek. Enflasyon beklentilerinde iyileşme işaretleri belirm ye başladı. Fiyatlama davranışlarında da olumlu bazı gelişmeler yaşanıyor. Otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi ürün gruplarında uzun aradan sonra fiyat indirimleri görülmeye başlandı” diye konuştu.

“Algı, kabul, itibar…”

Enflasyon patikasına dair “algı, kabul ve itibar” üçlüsünün, enflasyonun bu patikaya oturabilmesi için çok önemli bir araç ve kolaylaştırıcı faktör olduğunu ifade eden Erkan, “Biz üzerimize düşeni yaptığımız ve yaptıklarımız üzerinden bizi değerlendirip bu patikaya olan inancınızı pekiştirirseniz, enflasyonu bu patika üzerinde oturtup dezenflasyonu minimum maliyetle gerçekleştirmemiz mümkün olabilecektir. Biz üzerimize düşeni yaparken şu ya da bu sebeple “algı, kabul, itibar” üçlüsü devreye girmiyorsa, enflasyonu daha yüksek bir maliyetle de olsa bu patikaya oturtmaya azimli ve kararlıyız” ifadelerini kullandı.

Erkan, Dünya Bankası ve IFC yönetimiyle görüştü

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, Dünya Bankası ve Uluslararası Finans Kurumu’nun (IFC) üst düzey yöneticileri ile bir araya geldi. Görüşmede; Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya bölgesi Başkan Yardımcısı Antonella Bassani, Türkiye Direktörü Humberto Lopez ve IFC Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Asya Bölgesi Altyapı Yatırımları Başkanı Wiebke Schloemer de yer aldı. Dünya Bankası Türkiye’ye mevcut 17 milyar dolarlık finansmana ek olarak 18 milyar dolar daha finansman sağlayacak.

Bahçıvan: TL gereğinden fazla değerli ya da değersiz olmamalı

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın da katıldığı İSO Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda konuşan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, “Bizim sanayiciler olarak Döviz kuru konusundaki duruşumuz nettir.

Biz TL’nin değerinin düşmesine dönük ve yüksek volatilite konusunda hassasız. Fakat bazen TL’yi gereğinden fazla değerli kılan Merkez bankası politikalarının da Türk reel sektörünün rekabet gücünü nasıl azalttığını yakından biliyoruz” dedi. Bahçıvan konuşmasında “Umuyoruz ki önümüzdeki dönemde fon girişlerinde hız artacak.

Böylece bu süreç Merkez Bankamızın rezerv artış politikasıyla da desteklenerek, kurlardaki aşırı volatilitenin önüne geçebilecek desteklerin oluşmasına kaynak sağlayacaktır. Faizler aracılığıyla talep yönetimi, enflasyonla mücadelede bir ‘acil müdahale’” niteliğinde” ifadelerini kullanan Bahçıvan, “Bu yönden bakarsak, doğru zamanlamayla ve gerektiği oranda yapılan para politikası müdahaleleri, fiyat istikrarı açısından tartışmasız bir role ve öneme sahip. Ancak diğer yandan para politikasından da tüm sorunlarımızı çözmesini beklememeliyiz” dedi. Bahçıvan, Eximbank kredilerinde, limit, vade, teminat başlıklarının tümünde daha fazla iyileştirmeye ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir